Aşk o filmlerde izlediğin senaryosu kulun elinde olup; finalinde sevenlerin kavuştuğu yada tek bir hamle ile kaleminden dökülen mürekkebin hamlesiyle yön bulan değildir. Aşk sana anlatılan o Aslı ile Kerem ecnebide ise Romeo ile Julyet hikayelerindeki duygu karmaşası değildir... Sen filmlerde izlediğin beyaz atlı prensi yada öpünce kurbağaya dönüştürme gücüne sahip prensesi beklemeye devam edersen tıpkı Don Kişot’un tek başına rüzgara karşı verdiği savaş gibi kendini kandırmaktan öteye gecemezsin. Oysa; Aşk cesarettir.. Aşk “sev beni seveyim seni” alışverişinden uzak; nefsinin yarattığı her türlü bencil, kibir ve egoya kapatılmış bedellerini hakkıyla ödenmiş duygu selidir.
Aşk; kalbinde varolduğunda sevip koruduğun yokolduğunda ise aşagılayarak itip kalktığın değildir.
Aşk; ellerini tutup gezerken namusun; ayrıldıktan sonra ortalığa saçtığın değildir... Aşk; layığında huzur, olmayanında büyük bir kusur olarak karşına çıkandır. Bu sebepten bil ki; bu evrendeki ve kainattaki en büyük aşk başta Allaha olan; ardından kendine ve son olarak ailenle seninle geçinmeye gönlü olana duyulandır...Gerisi senin senaryonda figuranlıktan öteye gitmeyecek olan insancıklardır...
Aşk; kalbinde varolduğunda sevip koruduğun yokolduğunda ise aşagılayarak itip kalktığın değildir.
Aşk; ellerini tutup gezerken namusun; ayrıldıktan sonra ortalığa saçtığın değildir... Aşk; layığında huzur, olmayanında büyük bir kusur olarak karşına çıkandır. Bu sebepten bil ki; bu evrendeki ve kainattaki en büyük aşk başta Allaha olan; ardından kendine ve son olarak ailenle seninle geçinmeye gönlü olana duyulandır...Gerisi senin senaryonda figuranlıktan öteye gitmeyecek olan insancıklardır...